Sağlıklı bir yaşam için Şekersiz İpuçları
Aslında her şey ‘iyi hissetmek istememle’ başladı. Sonra da yaşamımda yavaş yavaş iyi gelenlere yer açtıkça iyice anlamaya başladım, her şey ‘kendini iyileştiren yiyeceklerle beslemekle’ başlıyor.
Bu tutku ve heyecanımla '21 GÜNDE ŞEKERSİZSİNİZ' programlarıma başladım.
Çünkü biz hem tabağımızda yediklerimiz hem de tabağımız dışındakilerle hem de izlediğimiz, gördüğümüz, dokunduğumuz, sürdüğümüz, dinlediğimiz özetle kullandığımız her şeyle kendimizi besliyoruz.
O yüzden bu noktada ‘iyileştiren besinlerle beslenmek’ çok mühim.
Onlar neler mi?
Güneşin enerjisiyle,
Toprağın bereketiyle,
Suyun gücüyle,
Yetişmiş, içinde katkı maddesi olmasına gerek olmayan gerçek besinler. Çünkü biz ancak böyle beslendikçe bağırsaklarımızda yani ikinci beynimizde gerekli hormonları salgılatabiliriz. Bu hormonlardan en önemlileri, araştırmalar gösteriyor ki serotonin ve dopamin. Serotonin hayata karşı mutluluğumuzu arttırırken & dopamin yaşama dört elle sarılmamızı sağlıyor.
İşte bunların hepsinin sırrı beslenmede. O yüzden çözüm olarak rafine şeker, basit karbonhidrat ve yüksek derecede işlenmiş paketli gıdalar yerine, tercihlerimizi kesinlikle ruh hailimizi düzelten ve iştahımızı kimyasal seviyede kontrol altına alan yiyecekler tarafında kullanmak gerekli. Örneğin tatlı ihtiyacımızı glisemik indeksi düşük, yani kan şekerimizi hemen yükseltmeyen, ağır emilen kaliteli karbonhidratlarla giderebiliriz. Tatlı patates, kabuklu ve çiğ kuruyemişler, siyah pirinç gibi.
Warwick Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından kısa bir süre önce yapılan bir araştırmadaki gibi, meyve ve sebze tüketimini arttırmak da sağlığımızı, ruh halimizi ve iyi hissetmemizi sağlayan en önemli cephaneliğimiz.
Hipokrat’ında bundan yıllar önce dediği gibi ne yersek, oyuz. Cildimiz sağlıklı, pürüzsüz, iyi görünsün istiyorsak, cildimizi hem içten hem de dıştan yıkamamız gerekiyor. İçten antioksidan gücü yüksek gıdalarla özellikle mor ve koyu renkli olanlarla desteklerken, diğer taraftan da cildimize iyi gelen ürünleri seçmek çok önemli.
Çünkü, cildimizde yemek var. Pek çok leke problemi, akne sıkıntısı ve sivilce problemi olan Şekersizsinizlerimle çalışıyorum. Ciltlerini içerden iltihabi süreci desteklemeyecek şekilde desteklediklerinle ciltleri kısa zaman içinde pürüzsüz olmaya başlıyor ve en güzel yanı çok iltifat alıyorlar. Çünkü cildin ışıldaması bambaşka bir his. Bir de bu süreci doğru ürünlerle desteklediğiniz zaman yaşam boyu sürdürülebilir hale getirebilmek sizin elinizde.
O yüzden seçtiğimiz cilt bakım ürünlerinde de, yiyerek tükettiğimiz herşey gibi özenli olmalıyız. Çünkü aynı yiyecekler gibi kremler de cildimiz tarafından emiliyor yani bedenimize giriyor.
Cilt bakım ürünlerini kullanırken etkisinin artması ve en iyi sonucu almanız için 'ŞEKERSİZ' ip uçlarım şöyle:
- Rafine şekerden uzak durun.
- Yüksek derecede işlenmiş tüm paketli gıdalardan uzak durun.
- Gluteni ölçülü tüketin.
- Süt ürünlerini azaltarak tüketin
- Kafein, sigara, alkol tüketiminizde kontrollü olun.
- Uyku en en en önemli antioksidan. Kesinlikle uykunuza çok önem verin.
- Su içmeye önem verin.
- Yeşil yapraklı besinleri baş tacınız yapın.
- Cilt bakımınız için günlük rutinler oluşturmaya gayret edin.
- Sporu hayatınıza katmak için fırsatlar yaratın.
- Sevdiğiniz anları daha çok yaşamınıza ekleyin.
Ama en önemli güzellik sırrı kesinlikle ‘ruhumuza iyi gelenleri’ yapacak zamanları daha çok yaratmak, neşeli, eğlenceli hissederek yüzümüzde o tebessümü hep koruyabilmek. Sağlıklı görünmek ve hissetmek artık güzelliğin yeni tanımı.
Sevgilerimle,
Bütünsel Beslenme ve Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçu,
Ebru Zeynep Altay
Ebru’nun Sağlıklı Dünyası